Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Prizren'de festival heyecanı

Bu yıl 14'üncüsü düzenlenen Uluslararası Dokufest Film ve Belgesel Festivali için festival sponsorlarından Limak Holding'in davetlisi olarak Prizren'deydim.
Festivalin en güzel yanlarından biri, sinemaseverleri dünyadan birçok yönetmen ve oyuncuyla buluşturmasının yanı sıra şehrin en tepesinde, nehir üzerinde, cami avlusunda film izleme imkanı sunmasıydı.
Tabii Prizren'i gezip görme, güzel yemeklerinden tatma fırsatımdan hiç bahsetmiyorum.
Hele ki, hamam içinde gerçekleşen workshop'lar, en ilgimi çeken etkinliklerden biriydi. Yolculuğun başlangıç noktası, sabaha karşı 10.00'da indiğimiz Priştina Adem Jashari Havaalanı'ydı.
Daha ilkel bir havaalanı beklerken gördüğüm manzara inanılmazdı.
Çok modern ve son teknolojiyle donatılmış havaalanı bana Paris'teki Orly Havaalanı'nı hatırlattı.
Prizren'in dağ köylerine benzeyen dış mahallerine gittiğimizde gündüzleri yazı fazlasıyla hissedip geceleri ise ilkbahara döndük.

MOTÖR SAYGISIZLIĞI
Festivalde izlediğim filmler arasında yer alan, Türk yönetmen Cem Kaya'nın 'Motör:
Kopya Kültürü&Popüler Türk Sineması' belgeseli, Yeşilçam'ın hatalarıyla ve eksikleriyle perdeye yansıdı.
Yönetmen, Yeşilçam'da ne zor şartlarda çalışıldığını vurgulamak istemiş ama hiç başarılı olamamıştı. Bu belgeselin bende bıraktığı algı ise bambaşkaydı. 'Yurt dışındaki festivallerde Türk filmleri neden hak ettiği değeri göremiyor?' diye bunca insan tartışırken, en kıymetli filmlerimizin çekim hatalarıyla festivalde yer alması gerçekten çok yersizdi.
Yönetmen, kendi tarafından belki de haklıydı; "Ben iyi şeyleri de yansıttım filmde" diyordu. Ama ben, o komik hatalara gülmekten başka hiçbir şey göremedim.
Övmek, iyi yanlarını göstermemek de bir tercih elbette ama biz o hataları Youtube'da binlerce kez izlemedik mi?
O hataların arasına yönetmenler ve oyuncularla yapılmış röportajları koyarak bunu başarılı bir gönderme haline getirmek de neyin kafası?
Belgeselin içinde yer alan Aydemir Akbaş, yapılan röportajda şöyle diyordu: "Bizim zamanımızda üç senarist vardı ama 300 film çekiliyordu.
Nasıl yapıyorlar bunu; tabii ki Hollywood'dan çalıyorlar!"
Çaldılarsa çaldılar, adamlar belki de esinlendi; bunu neden bu festivalde herkese açıklıyoruz.
Ayrıca Yeşilçam kadar özgün bir sinema var mı?
Belgeselde birçok yapımcı ve yönetmen yaptıkları filme 'Facia' diyor. 'Para için bu rezil işleri yaptık' demek kime ne kazandırıyor? Pişmanlıklarınızı festivallerde değil de, Türkiye'de herkesin duyabileceği mecralarda dile getirseniz ve biz festivallerde başarılı filmlerimizle yer alsak daha güzel olmaz mı? İyi filmlerimizin festivallerde yer aldığı güzel günler dileklerimle!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA